Türkiye’deki göçmenler

Türkiye’de Batı dünyasında olduğu gibi kurumsal bir yabancı düşmanlığı olduğuna inanmıyorum. Her toplumda göçmenler ile yerliler arasında zaman zaman gerilimler olabilir. Göçmenlerden rahatsızlık duyanların sayısı da artış gösterebilir. Ancak şükürler olsun ülkemizde bu tür duygu ve düşüncelerin üzerine inşa edilmiş siyasi partiler, sivil toplum örgütleri falan söz konusu değil. Yeni yeni birileri sırf bu tür düşmanlık eğilimleri üzerinden siyasi parti denemeleri falan yapıyor ama Türk toplumunun genel yapısı itibarıyla böylesi denemelerin beklentilerini alamayacağını düşünüyorum.

Ama durum yine de ciddi. Öyle basit ifadelerle geçiştirmeye gelmez. Zira Türkiye gerçekten çok yüksek sayıda göçmen barındırıyor. Böylesi yüksek rakamların gündem olmaması ve sosyal hayatın içinde tartışmalara yol açmaması da kaçınılmaz. Ortada böylesi bir sosyal gerçeklik dururken birileri de bunu sömürmek istiyor ve provoke ediyor.

Zaten bu nedenle mülteciler meselesi belli tarihlerde çok daha fazla gündem oluyor. Mesela son belediye seçimleri esnasında da yoğun biçimde tartışılıyordu. Ama seçim sonrası yaklaşık iki yıl boyunca ana gündem maddesi olmadı. Fakat bugünlerde tekrar siyasetin malzemesi haline geldi.

Ve maalesef böylesine önemli bir konuyu konuşurken bile mantıklı çerçevelerden üretilmiş çözüm önerilerine pek rastlamıyoruz. Kimi, “Otobüse doldurup göndereceğiz” diyor. Kimi de davulla zurnayla yollayacakmış. Üzülerek söylüyorum ki, bazılarının seviyesi bu olunca çözüme dair konuşmak bile zor oluyor. Ama bazı önşartları tespit etmekle konuşmaya başlayabiliriz.

Tabii ki Türkiye’de birçok ülkeden birçok nedenle gelmiş göçmen var ama bunların büyük oranı Suriyeliler. Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri için uygun şartlar halihazırda yok. Düzen ve istikrar doğmadan bu insanları Suriye’ye göndermek imkânsız. Bu insanların birçoğu etnik/mezhepsel temizlikten kaçtı. Sadece Türkiye’nin kontrolündeki bölgelere gidebilirler. Oralar da zaten doldu.

Türkiye’deki birçok Suriyeli, Halep gibi büyük kentlerden geldi ve oralara dönme şansları şimdilik yok. Suriye’deki barış ve istikrarın sadece Türkiye’nin tercihlerine bağlı olmadığını da kavrarsanız, o zaman bu sığınmacı meselesinin daha uzun müddet Türkiye’nin gündeminde kalacağını öngörebilirsiniz.

Herhangi bir nedenle ülkelerine dönüşleri geciken sığınmacıların vatanlarına dönmeleri de bir o kadar zor olur. İşte bu nedenlerden dolayı sadece göndermeyi değil, gitseler de kalsalar da bu insanların toplumsal entegrasyonunu sağlamak zorundayız. Aksi halde içi boş popülist vaatlerle günler geçip gider.